Avustralya’nın en bilindik şehri olan Sydney’de tatil yapmayı düşünürseniz mutlaka yapmanız gereken aktiviteleri bu haberimizde görebilirsiniz.
Bondi Icebergs: Hiç manzarası okyanus olan bir havuzda yüzme deneyimini tattınız mı? Sörfçülerin gözdesi, yüksek Pasifik dalgalarına nazır sakin bir havuzda yüzmenin keyfi eminiz bir başka olur.
Moonlight Cinema: Sinema eşliğinde 1950’li yılların romantik buluşmalarında ki heyecanı ya da arkadaşlarınızla dönemin bol kahkahalı pikniklerinden birini yapma fırsatı her yerde karşınıza çıkmaz.
The Art Gallery of New South Wales: Özellikle 21.yy başı çeken sanat akımları ve temsilcilerini ve bu akımların Avustralya’da nasıl karşılık bulduğunu gözlemlemek; aynı zamanda bölgenin yerlileri olan Aborjinler hakkında bilgi edinmek adına bir müze gezisi ile Avusturalya halkına bakış açınızı genişletmek güzel olacaktır.
Blue Mountains: Hem gizemli hem de vahşi ormanların kaplamış olduğu yüzlerce rotadan birinde yürüyerek Avusturalya doğasına karışmak ve Aborjin efsanelerine konu olmuş, bölgenin en çok fotoğraflanan kaya oluşumlarının önünde çok sayıda fotoğraf çektirerek anılarınızı ölümsüz hale getirmek için gitmelisiniz.
Stand Up Padd: Sörfçüleriyle meşhur bir okyanus kentinde bir tatil süresi içinde sörf yapmayı öğrenmek ya da sörfe başlamak zor. Fakat sörfçülerin dalgalarla olan dansına sadece seyirci kalmak bir süre sonra can sıkıcı bir hal alabilir. Rose Bay’in tecrübeli SUP hocalarından 20 dakikalık pratik bilgiler alarak board’un üzerine çıkma tecrübesini edinebilirsiniz.
The Strand Arcade: 1892 senesinde açılmış olan Sydney’in ilk Viktoryen binasında alışveriş yapmak hem mimari hem de moda zevkinize kesinlikle hitap edecektir. Vitray tavanı ve ahşap duvarlarıyla nostaljik havada bir alışveriş keyfi. İçerisinde en seçkin Avustralya markalarının haricinde en özgün tasarımcıların yan yana bulunduğu kaliteli bir butik seçkisi var.
Sydney Opera House: Dünyanın en önemli yapılarından ve salonlarından biri. Her gün düzenlenen mimarlık turlarına katılıp Danimarkalı Mimar Jorn Utzon’un 20. yüzyıl başyapıtı denilebilecek yapıyı yakından tanıyın. İmkanınız olursa bir gösteriye ön sıralardan rezervasyon yaparak dev bir heykel niteliğindeki yapıyı tüm yönleriyle keşfedin.
Royal Botanic Gardens: Yorucu turist rutinine gerçek bir Sydney yerlisi gibi mola vermek için gidilebilecek en doğru adreslerden birisi. Halkın piknik, oyun, spor ve eğlence yeri olarak kullandığı yemyeşil ve dev ağaçlarla süslenmiş Sydney Opera House manzaralı bu parktaki ilk egzotik bitki ve ağaçlar 1816’da dikilmeye başlanmış.
Taronga Zoo: Tazmanya canavarı, kanguru, koala ve zürafa gibi hayvanların olduğu 340’tan fazla türün dikkatinizi çekeceğine hiç şüphe yok. Circular Quay’dan oldukça keyifli bir feribot yolculuğuyla Taronga Zoo ve Featherdale Wildlife Park’ı keşfe çıkın.
Yerel bira ve kahve keşfi: Bu iki lezzetin en başarılı örneklerini tadabileceğiniz mekanlar ise Young Henry’s ve Single Origin Roasters. Young Henry’s şehrin bir numaralı butik bira üreticisi diyebiliriz. Leziz bira ve spirit üretimlerinin yanı sıra güzel graffiti’lerle çevrili fabrika avlusunda çeşitli organizasyonlara da yer veriyorlar. Single Origin Roasters ise sürdürülebilir plantasyonlardan gelen özgün ve lezzetli kahveleriyle dikkatleri üzerine çekiyor.