İzmir’in Çeşme limanından kalkan feribotlarla yapacağınız 45 dakikalık yolculuk ile ulaşılabileceğiniz Sakız Adası tatilden deniz ve kumsaldan çok daha fazlasını isteyenlerin uğrak yerleri arasındadır. Çünkü Sakız Adası büyüleyici doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel zenginlikleriyle de dikkatleri üzerine çeker. Labirenti andıran dar sokakları ve taş evleriyle Bizans, Osmanlı ve Yunan karışımı Ortaçağ Köyleri sizleri bekliyor olacak…
Pyrgi;
Tam merkezinde yer alan ve tehlike anında halkın sığınabilmesi için hareket edebilir bir köprüsü bulunan kaleden ismini alan Pyrgi, Sakız Adası’nın Ortaçağ’dan kalma en büyük köyüdür. Dış duvarları Xysta adı verilen geometrik desenlerle süslenmiş iki üç katlı evleri günümüze kadar öyle güzel korunmuş ki köyü gezerken her adımınızda eski çağları yaşayacaksınız.
Olympi;
Pyrgi’den 6 Km sonra ağaçsız ufak bir vadide yer alan köy tarihi yapılarıyla dikkat çekmektedir. Dışarıdan bakınca kaleyi andıran arda arda sıralanmış evlere Kato Porta’da bulunan tek bir kapıdan giriş çıkış yapılabiliyordu. Köyün 8 kilometre güneyinde yer alan sarkıt ve dikitlerden oluşan muazzam bir görünüme sahip olan Olympi Mağarası‘nı görmeyi ihmal etmeyin.
Mesta;
Dizi setindeymiş gibi hissettiren dar sokaklarda dolaşırken dikkatli olun çünkü 14-15. yy’lardan kalma köy saldırı ihtimalleri düşünülerek muhteşem tasarlanmış. Savunma kulesi, plajları ve Texiarhis tapınağını mutlaka görmeniz gereken kale köyde Sakız adasının en iyi şaraplarının üretildiği söyleniyor.