Palais Royal
1629 yılında Kardinal Richelieu tarafından inşa edilmiştir.Yapının Kral Louis XIII’ya bırakılmasından sonra kraliyete ait hale gelmiştir. Sarayda zaman geçiren kraliyet mensupları arasında Sun King ve Louis XIV’de bulunmaktadır.Avlu kısmı Cour d’Honneur olarak bilinir. Cour d’Honneur 1986 yılında eklenen Daniel Burren yapımı büyük bir heykel ile bilinir. Bu eser 280 tane siyah ve beyaz sütundan oluşur. Bunun yanında Jardin du Palais Royal olarak bilinen bahçe vardır. Bahçenin ortasında bir çeşme vardır. Burası gürültülü şehir hayatından kaçılabilecek sessiz ve güzel bir yerdir. Günümüzdeki bahçe 1630 yılında Kardinal Richelieu tarafından inşa edilenden daha küçüktür. Bunun nedeni ise 19. yüzyılda sarayda yapılan genişletme çalışmalarıdır. Bahçenin etrafında kafeler, restoranlar ve mağazalar bulunmaktadır.
Buttes Chaumont
25 hektarlık dev bir alanı kaplayan bu nefis park, alışık olduğumuz Paris parklarına oranla tepelik oluşu bakımından diğerlerinden ayrılıyor. Normalde Paris’teki bütün parklar, genişçe bir düzlüğe kurulu olduğunudan yürüyüp gezmesi kolay ama Buttes-Chaumont engebeli arazisi ile yürüyüş parkuru açısından biraz zor olsa da tepeden manzarayı seyretme fırsatı vermesi açısından epey cazip bir seçenek.
Jardin des Plantes
Adını “Bitkiler Bahçesi” olarak çevirebileceğimiz bu yer 5. arrondissement’da Gare de Lyon’un karşı kıyısında, Gare d’Austerlitz ile Paris Büyük Camii arasında bulunuyor. Seine Nehri kıyısındaki kapısında girdiğinizde karşınıza uzun ve çiçeklerle bezeli şahane bir yol çıkıyor ve bu yoldan karşıdaki binaya doğru yürümeye başladığınızda ağaçlara kuşlara mı yoksa birbirinden güzel çiçeklere mi bakacağınızı şaşırıveriyorsunuz.
Burası bitki çeşitliliğini tanıtmak ve tabi ki keyifle vakit geçirmek için yüzyıllardır Parislilerin hizmetinde. Öyle ki bu bahçe ilk olarak 1626’da “Jardin du Roi / Kral Bahçesi” olarak kurulmuş, 1635’te halka açık bir park haline dönüştürülmüş; varın gersini siz düşünün…
Jardin des Plantes sadece boş vakitlerinizi geçirebileceğiniz 23 hektarlık “sıradan” bir yeşil alan değil, aynı zamanda birbirinden farklı müzelerin, küçük bir hayvanat bahçesinin, mütevazı bir labirentin ve kış bahçelerinin de bulunduğu büyük bir kompleks aslında.
Jardin d’Acclimatation
Fransa’nın en eski temalı parkı,Le Jardin d’Acclimatation (İklimlendirme Bahçesi) 2004’te Paris Belediyesi tarafından, yenilenmek ve yeniden canlandırılmak üzere Louis Vuitton’a tahsis edildi. Park, oyun ve kültürü, doğa ve sporu bir araya getirecek bir proje olarak tanıtıldı. Projenin merkezinde ünlü mimar Frank Gehry’nin imzasını taşıyacak devasa bir Çağdaş Sanat Müzesi yer alıyor.
Parc de Belleville
1988 yılında onun yaratıcıları olan mimar François Debulois ve Paul Brichets tarafından açıldı.