Avrupa kıtasının son durağı yedi tepe üzerine kurulmuş Portekiz’in en kalabalık kenti Lizbon’a gidecekseniz bu listeye göz atmanızda fayda var.
Quinta da Regaleira;
Portekizli soylu bir ailenin yazlık rezidansı. Yazlık dediysek Quinta de Regaliera’nın bahçesinde labirentler, kuleler, havuzlar, çeşmeler ve bir de şelale var. Eğer Sintra’ya kadar gittiyseniz bu şahane yeri mutlaka görün.
Lizbon Sao Jorge Kalesi;
Lizbon’da farklı dönemlerde askeri amaçlarla kullanılmış Sao Jorge Kalesi şehri tepeden seyredebileceğiniz en güzel noktalardan birisi. Şehrin en yüksek tepesinde bulunan bu kalenin seyre dalacağınız muhteşem manzarasında gün batarken şarap içmek ayrı bir keyif.
Pasteis De Belem;
İçi kremalı, dışı çıtır milföylü Libzon’un o enfes tatlısının tadına mutlaka bakmalısınız. Bu tatlıyı kentin birçok yerinde bulabilirsiniz ancak en güzelini tatlının ismini aldığı 1837’den beri hizmet veren Pasteis De Belem’de yiyebilirsiniz.
Lizbon Augusto Caddesi;
Avrupanın bir çok caddesi gibi sokak sanatçılarıyla dolu Lizbon’un en popüler caddesidir. Caddede seviye farkı olan 2 semti birbirine bağlayan bir asansör var sehri tepeden görmek isterseniz 1902 yılında yapılmış bu asansör ideal.
Cabo do Roca;
Deniz feneri ve kayalıklardan oluşan bu harika manzara neresi derseniz? Yerleşimin olmadığı bu yer Avrupa kıtasının en uç noktası.
The Jerónimos Monastery;
Lizbon’un ünlü denizcilerinin lahitleri, hikayeleri, o günlerden kalan eşyalar ve bir de kilise var. Neo-gothic mimarinin önemli bir örneği olan bu müze, Belem’in en önemli tarihi duraklarından biri.
Alfama sokakları;
19. yüzyıldan günümüze taşınan bir halk müziği türü olan Fado, Portekiz kadınlarının eşlerini denize uğurladıktan sonra, arkalarından söyledikleri hüzünlü şarkılardan oluşuyor. Fado’nun doğduğu yer, Lizbon’un en eski yerleşim bölgesi olan Alfama. En güzel fado restoranlarını, en eski evleri, en renkli sokakları burada görebilirsiniz.