Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Tolga Baştak: “Likya uygarlığının aydınlattığı bölge, tarihi, kültürel ve ekolojik açıdan çok büyük önemli değerleri barındırdığı için aynı zamanda bir deniz koruma alanıdır”
Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi Sürdürülebilir Turizm Projesi toplantısı, Antalya’da gerçekleştirildi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Konferans Salonu’ndaki toplantıda, 40 yıldan bu yana Türkiye’nin doğasını korumak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla faaliyette bulunduklarını söyledi.
Bugün karşı karşıya olunan ekolojik, sosyal ve ekonomik sorunların temelinde hızlı nüfus artışı ve insan faaliyetlerinin bulunduğunu anlatan Baştak, Doğal Hayatı Koruma Vakfı Yaşayan Gezegen Raporu’na göre mevcut yaşam tarzı ve tüketim alışkanlıklarını devam ettirebilmek için 1,5 gezegene eş değer doğal kaynağa ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Dünyanın kısıtlı doğal kaynaklarının sadece insanlar değil, tüm canlı türleri için yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkati çeken Baştak, bugün dünya nüfusunun 7 milyarı aştığını dile getirdi.
Baştak, Akdeniz’in bir parçası olan Türkiye’nin denizlerinin biyolojik çeşitliliği ve canlı türleriyle dikkat çektiğini vurgulayarak, deniz ve kıyılarda oluşturulan koruma alanları, hassas yaşam ortamları ve nesli tehlike altındaki türlerin biyolojik çeşitliliğinin korunması, balıkçılığın verimliliğinin artırılması ve yapılan tüm faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının önemine değindi.
Bu çalışmalar kapsamında Doğal Hayatı Koruma Vakfı Akdeniz Program Ofisi bölgesel koordinasyonunda “Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi Deniz Yönetim Planı ve Uygulanması Projesi’ni geliştirdiklerini bildiren Baştak, proje ile denizel alan planı uygulamalarının izlenmesi ve sürdürülebilir turizmin bölgede geliştirilmesinin amaçlandığını anlattı.
Baştak, projeyle bölgedeki her türlü faaliyetin belli bir eşgüdüm içerisinde yürütüleceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin dalış cenneti ve antik uygarlıkların beşiği olan Kaş-Kekova, kültürel mirasın yanı sıra zengin doğası ve su altı hazinesiyle her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Likya uygarlığının aydınlattığı bölge, tarihi, kültürel ve ekolojik açıdan çok büyük önemli değerleri barındırdığı için aynı zamanda bir deniz koruma alanıdır. Türkiye’nin denizel yönetim planına sahip ilk alanı olan Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin bu projeyle sürdürülebilir turizm uygulamalarıyla etkin yönetilen, örnek bir deniz koruma alanı olarak dünyada hak ettiği noktaya en kısa zamanda erişeceğine inanıyoruz.”
Baştak, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen projeye Fransa Küresel Çevre Fonu ile MAYA Vakfı’nın maddi destek sağladığını kaydetti.
Deniz Turizm Daire Başkanı Emel Çelik
Kültür ve Turizm Bakanlığı Deniz Turizm Daire Başkanı Emel Çelik de Türkiye’nin dünya turizminden hak ettiği payı alabilmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi.
Turizmde de çevre ve sürdürülebilirlik faktörünün önemli olduğuna işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gelecek kuşakların ihtiyaçları bugünden düşünülerek sürdürülebilirlik sağlanabilir. Sürdürülebilirlik, turizm açısından da çok önemli bir unsurdur. Çevre ve doğaya uyumlu bir turizm sürdürebilirliği çalışması, Türkiye’nin 2023 projesinde yer alıyor. Bu yönde çalışmalara başlandı. 1994’te başlanılan Mavi Bayrak çalışması, bugün en üst seviyelerde bulunuyor. 1994’te 12 plaj ve 9 yat limanına verilen Mavi Bayrak, 2009’a gelindiğinde 397 plaj ve 12 yat limanına çıktı. Türkiye, dünyada en fazla Mavi Bayrağa sahip 3. ülke.”
Çelik, Yeşil Yıldız Projesiyle de çevreye duyarlılık kriterleri oluşturulduğunu, bu kriterleri yerine getiren konaklama tesislerinin desteklendiğini belirterek, bugün çevreye duyarlı faaliyet gösteren 160 turizm tesisi bulunduğunu bildirdi.
“Proje, bu alanda çalışanların aynaya bakmalarını sağlamaktadır”
Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel de turizmin Türkiye için vazgeçilmez bir alan olduğunu söyledi.
Bir barış projesi olarak ortaya çıkan turizmin aynı zamanda ekonomik yönden ülkeler için ciddi öneme sahip konuma geldiğine işaret eden Yüksel, Antalya’nın dünyada en fazla ziyaret edilen 3. şehir konumunda bulunduğunu kaydetti.
Yüksel, 50 alt sektörü içinde barındıran böyle geniş bir sektörün koordinasyonsuz yürüyemeyeceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Devlet olarak özel işletmelere turizm faaliyetlerinin yürütülmesi için önemli destekler sağlanıyor. Sürdürülebilir turizm nedeniyle yapılacak her türlü yatırım ve çalışmada gelecek nesilleri düşünerek daha hassas hareket edilmesi gerekir. Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Projesi, bu alanda çalışanların aynaya bakmalarını sağlamaktadır. Bölge halkı ile sivil toplum kuruluşlarının da projeyi sahiplenerek bölge için neler yapılabileceğini tartışmaları gerekir.”
Konuşmaların ardından projenin protokolü Çelik, Baştak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Daire Başkanı Ali Özkır tarafından imzalandı.