Zaman zaman gördüğüm mekanları da yazmaya başlamak için Şile uygun bir yer gibi geldi. İstanbul merkeze 60-70 km, normal trafikte 45 dk’lık bir yolculukla ulaşabileceğiniz çok güzel bir kasaba. Karadenizi tüm heybetiyle karşınızda göreceğiniz şahane panoraması, geniş kumsalları var. Pek çok klibe ve filme ev sahipliği yapmış burası.Limanında balıkçı barınağında içilen çayın lezzeti Şile’de hiçbir yerde yok. Şu sıralar av yasağı olduğu için irili ufaklı tekneler limana bağlanmış duruyorlar. Aralarında 3 tanesi restorana dönüşmüş. Taptaze balıkları anında ızgaraya atıyorlar. Şile limanda Dener Reis teknesinde gönül rahatlığıyla yemek yiyebilirsiniz.Yemek yemeyi seven ve yemekten anlayan biri olarak tavsiye edeceğim en güzel mekan Fusa Restaurant. Fusa Restaurantın beni etkileyen en önemli iki unsuru olağanüstü manzaralı terası ve müşterileri adıyla, ne yiyip içtiğiyle hatırlayan güler yüzlü personeli…Özellikle hafta sonları çok dolu olan bu mekanın lezzetli yemekleri dillere destan.Şile Ağlayan Kaya, Saklı Göl ve özellikle Ağva gibi yerler kafa dinlendirmek için ideal. Üstelik İstanbul Üsküdar’dan saat başı araçlar da kalkıyor.Zamanında Zeki Müren burda yaşarmış. İstanbul’dan buraya gelen ve yerleşen sanatçılar çok fazlaymış. Daha sonra rahmetlinin Bodrum’a taşınmasıyla hep beraber oraya gitmişler. İsmet Ay da rahmetli olunca biraz daha sessizleşmiş Şile.En son Haldun Dormen ve Aşkın Nur Yengi burdaki evlerini satmışlar. Göçmen kuşlar gibi son artistler de göçünce şimdilerde Şile sakin. Ama tam bir dinlenme yeri.
Üstelik Zuhal Olcay, Mehmet Ali Alabora, Fatoş Güney hala burdalar.
Ben de Şile’deyim.
Bekleriz efendim.
Zeliha Sunal